Hayatın anlamı

Hüzne gebe bir geceden, serin bir şafağa uyandım...
Artık tanımlanamaz halde ve parçalı bulutlu bir haldeydim...
Uzun zaman oldu görmeyeli, konuşmayalı, duygularını öğrenemeyeli...
Özledim artık... Bitsin bu ayrılık...
Son bulsun tüm hücrelerimde aşka ve özleme dair haykırışlar...
Bitsin ki, artık kim olduğumu bileyim ve yaşayabileyim...

Sütaşta İş Görüşmesi

28.07.2010

Bugün iş görüşmesi için Aksaray'a gittim, hem komik hem saçma geçti
Öncelikle Adana'da görüştüğüm bayandan sonra bu kadar rahat olabileceğimi tahmin edemezdim...
Biraz geçmişe 24.06.2010'a gidersek...
Aynı firmanın Adana bölge müdürlüğüne gittim iş görüşmesi için ve orada çok güzel bir mülakat yaptık Ebru hanımla...
Pek fazla umudum yoktu aslında ama iş deneyimi için bunu yapmak zorundaydım...
En sevdiğim kişilerden 2 arkadaşımı birini otogarda karşılayıp görüşme merkezine gittik ve diğer arkadaşımızında mülakatı bitince dağıldık...

26.07.2010 Saat 09:40
Beni telefondan arayan bayan iş görüşmesi için ayın 28'inde Aksaray'a gelip gelemeyeceğimi sordu ve bende olumlu yanıt verdim...

İçimden Gelenlere Dair...

Sadece değerliler yazılsın buraya ve sadece değerliler konuşulsun istiyorum...

Boş laflarla uzun uzadıya vakit harcamakta istemiyorum...

O zaman sadece senden bahsetmem gerekiyor burada... Çünkü en önemlisi sensin...

Geceye Dair

25.07.2010

Sakin bir havası oluyor nedense gecelerin...
Sakin ve sessiz...
Tek başınasın bu saatlerde genelde...
Tek başına hissettiriyorsun belkide sevdiklerine...
Yalnzı değilsin aslında...
Her yer sessizlik dolu...
Her yanında seni dinleyen koca duvarlar var...
Bir umut söylediklerim ulaşıyormudur acaba dsiye baktığın mavi ekranın elinde duruyordur...
Anlamsızca tuşlara asıyorsun ama, senin amacından bihaber olan makine istediğini de yerine getirmewkten aciz bir ucube gibi kalıyoır elinde...
Hiçbir şeyi beceremeyen oluyorsun...
Sürekli bahaneler uyduran...
Kaçamak cevaplar vermek için kitaplar okuyan, bu cevaplara zamanla kendini de inandıran oluyorsun bir zaman...
Aslında sen hiçbiri değilsin ve bunu en iyi sen biliyorsun...
Ama buda fayda etmez, eğer üzülüyorsa benim bilmem de fayda etmez...

Sadece düşünüyorum... Öyleyse Varım...

Hayatı düşünüyorum vücudumun en mahrem yerinde...

Hınısta...

Gönül sıcaklığından, Soğuk memleketin, içinizi ısıtan sıcak insanlarından bahsedeceğim size...
Büyük işlerin döndüğü büyük bir şehirden, kendi çapında büyük işler peşinde olan küçük bir şehre göçtüm bundan 2 yıl önce...
Dostluklar kurdum, kardeşler oluşturdum kendimce...
Zorlanmadım ikisinde de... Çünkü dost bulmak en az kardeş bulmak kadar kolaydı bu küçük gösteren ama aslen büyük olan şehirde...
Nabza göre şerbet tabiri nedir burada öğrendim...
Dostun en adisiyle burada tanıştım,
Hakiki dostu nasıl burada tanıdıysam aynen öyle...
Sakince yüyürken kar üstünde, ayaklarının altında çıkan sese burada hayran oldum,
Zira ilk defa hayatımda burada kar görüyordum...

Günlüğe Dair

23.07.2010

Dalgalı deniz gibi bazen coşuyorum,
süt dökmüş kedi misali köşeme sinene kadar...

Bazen ben oluyorum tüm gerçekliğimi gösterebilmek için,
Bazen sen olmaya çalışıyorum, mükemmeliyetliğin tadına varabilmek için...
Beceremiyorum doğrusunu yapabilmeyi...
Ne kendim olabildim adamakıllı,
Ne de kendim kalabildim hayatım boyunca...

Kurulmuş düzenin tam kalbindeyim ben...
Varolmanın güzelliğini yaşıyorum...
Bedenim taşıması güç bir yükün altında eziliyor,
Çünkü sen olmaya çalışıyorum, mükemmelliğin ne olduğunu bilemeden...

**************

Bu günlük bu kadar...
Hayat devam ediyor...
Staj bitti bitecek... Haftaya Bugün Özgürüm bu saatlerde...
Derd-i Maişet sarmıyor benliğimi, fırsat vermem zaten...
Derd-i firak alıp götürdü tüm benliğimi, karşı koymama müsaade etmeden...

Dingin Bir Cemil :)

Gökyüzünde sakin bir bulut olsam ne güzel olurmuş...
Zira insanlar hep yükseklerde olduğumu düşünürken, tamda bana yakışacak yer olacağına eminim...

Hayat her zaman ki gibi çok güzel...
Etrafımda asalaklar ile yaşamayı öğrenmeme ramak kaldı, hatta ramağı geçtim ilerde onları bekliyorum...
sürekli güzel dulara ile besliyorum ruhumu...
güzel şeylerle vakit geçirmeye çalışıyorum...
Güzel insanlar ile mutluyum ben ve güzel dostlarımı bekliyorum...

Dostluğa Dair...

Sakince, sessiz bir sokakta düşüncelere dalmış ve geleceğimi düşünerek yürüyorum...
Hayal alemi tüm benliğimi sarmış ve beni çepeçevre kuşatmış durumda...
Bir el görüyorum, Dostumdan bana uzanan...
Göğe yükselen bir merdivene çekiyor o eller beni...
Güzel günler yaşayacağımıza dair umutlar beliriyor içimde...
Ve bütün benliğimle inanıyorum bu gerçekliklere...
Ecram-ı ulviye boş der bazı boş kafalılar..
Değildir elbet...
Ben tüm dostluğumu sığdırdım tüm bu boşluklara, düşünmezler nedir sebep?

İmzama baktım da bugün çok güzel bir hadis varmış;

...Kisi arkadasinin dini uzeredir. O halde sizden birisi kiminle arkadaslik yaptigina dikkat etsin. Kisi sevdigi ile beraber(hasrolunacaktir)dir. ...

Sebebi buldum ben sanırım, hala arayanlara müjdeler olsun...
Tüm Dostlarıma...

İşyerinde Bir Gün...

07-07-2010, 20:46

800 kiloluk inek... Tırnakları çok uzamış ve sütçü bir inekte olmaması gereken kadar sola sapmış...
Kesilmesi gerekli... Bu iş için oradayız zaten
Alet edevat hazırlandı... ben çengeli hayvanın burnuna taktım...
Mustafa abi, elektrikli zımparayı ayarlamaya başladı...
Hacı abi de iple hayvanı kündeye getirecek Başka çaremiz yok, yoksa haşat eder bizi...
Hayvanı bağladık ağaca, boynundan...
Bende burnuna taktığım çengeli büyük bir kaya parçasına bağladım, ters istikamette...
sol ön ayakla başladık... Hacı abi dizini hayvanın dizinin altına kıyp kaldırdı, bende bileğe bağlanmış ipi sıkıca çektim, ama sabitlemedim...
Makineyle tırnağı almaya başlayınca çok ısındı tırnak tabii, hayvan bir silkindi, Hacı abi bir yane, Mustafa abi diğer yana kaçtı...
Ben kaderimle başbaşa kaldım maalesef...
Hayvan kafasını hızla çekti, bende elimde gövdesini ittim ama nafile, arkaya doğru 2 takla 1 salto hareketinden sonra birde üzerimden 50 kiloya yakın kaya parçası geçtikten sonra durabildim...
Ayağa acilen kalkmam lazım, çünkü hayvan burnuna bağladığım ip ve boynuna bağladığımız ipi birbirine dolayıp, onları da ağacın gövdesine sıkıştırmış ve nefes alamıyor...
Hemen eve koştum çocuktan bıçak aldım ama o sırada Hacı abi zaten getirmişti bir bıçak ve kesti ipi...
Hayvan serbest kalınca kaçtı... Yolda durdurup geri çevirdik... Çengeli burnundan çıkardım hemen...
Eski yerine getirdik, anestezi yaptık ama dirençli hayvan bayılmadı bir türlü... Yatırdık yere, oturdum karnına, çektim ayağını... Başladık kesmeye...
Arada kalkmaya çalışıyor ama kafa 1 milyon olmuş hayvanda, ne yaptığını bilmiyor... Bende karnını falan okşuyorum...
Velhasılı kelam, sağ salim atlattık tırnak kesimini...
Ve bana fena acılar kaldı yanıma kâr...
bileğimi fena acıtmışım ama hissetmemiştim...
Şimdi belim ağrıyor...
Ama iş sonuçta, ne yaparsın...

Erzurum'da Son zamanlar...

20.05.2010

Tatil için geri sayım...
Deli gibi sınavlara hazırlanıyoruz...
Başımdan geçen ilginç veya komik olay yokta, her gün niye bu kadar gülüyorum anlam verebilmiş değilim
Erzurum'un havasının ahlakı, kötü yola düşmüş kadın ahlakından beter...Ne yapacağı belli olmuyor ikisinin de
Tutunuyorum yine de eğlencelerime...Derslerime

Tek Başına...

14-04-2010, 11:14

Birlik içinde tek başıma duruyorum,
Tıpkı kalabalık için Yalnız olduğum gibi...
Hep farklı yansıtıyorum kendimi insanlara, insancıklara...
hep yanlış anlaşılıyorum...

Can Sıkıntısı, varlığının dayanılmaz yokluğu...

26-03-2010, 14:32
Bir gündüz, bir gece...
Sıkıntının doruklarını yaşamak için yeter de artıyor bazen.

Sesini duymamak önemli değilde,
varlığının yanında olmadığını bilememek, ızdırap veriyor...

Fikr-i Özgürlük...

10-03-2010, 10:53

Tarih günlerden bugün...
Yazılsın dağa taşa her düşüncem...
fikri beyan etmek, salt düşünmek, boş konuşmak...
3'ü birarada oldumu olmuyor...
en azından birini silmek gerekli...
Boş konuşmak mesela...
hiç düşünmeden konuşmak...

Dersin 2. Günü

09-03-2010, 12:33

Bugün okula 2. kez ders için geliyoruz...
güzel günlerimiz için güzel sebepler yaratıyor rabbim her an...
4 mevsimi bir anda, bir arada görmek bu olsa gerek...
uzakta dağları görüyorum, vakarlı, dimdik bir şekilde...
Sağlam olmayı onlardan öğreniyorum,
teşehhüddeki bir imam gibi sapasağlam.
menkıbeler diziyorum aklımda, olanlara dair,
Hasret çekiyorum içimde sevgiye dair,
ama hasret her zaman iyidir zannımca...
her daim yanımda olanı özleyemedikten sonra,
sevmeninde güzelliği olmuyor...

Dersler diyordum,
güzel geçiyor,
ödevler alıyoruz,
ödevler veriyoruz.
Her derste bir parçamız kayboluyor gibi, bir sonraki derse kadar...
akşamı iple çekiyoruz, tıpkı sıkıldığımız akşamlarda sabahı iple çektiğimiz gibi...
sevmiyorum hafta içini,
ama hafta sonundan daha fazla nefret ediyorum...

bir melankoliye takıldım kaldım kendi galaksimde,
küçük bir alem gibiyiz ya hepimiz,
işte o alemin en dip noktasında hasretimle sevgimi taşıyorum...


Aynı anda, sımsıkı

Just wanna say it...

i want be in silence place...
wanna sometimes run away from everywhere...
just listen to my hearth...
and my mind...

i think i'm leaving for others people...
real friend, virtual words people, work friend etc...
but i'm tired now...

i call everyone for deal with me...
don't find anything about of me...
are you like me, let it go everything others...
but if you have any doubt about of me, just go away and don't come back my life...

Söz Dinlemek

Bir silgi çektim; yeni, bazı boşluklara...
Sildim hep, düşünmeden...
Çok umarsız olmuşumda, az önce farkettim bunu...

Söz dinlemeliyim bazen...
İçimden gelip geçenler boşuna değil...
Dinlemeliyim kendimi, sevdiğimin isteğine ulaşmasını sağlayana kadar...

Terk ettim kendimi, terk-i diyar eyler gibi...
Hiçbirşeyim yok kendimde bana ait...
Sadece umutlarım...

Söz dinlemeliyim...
Kimseyi üzmeden hemde...
Boşvermeliyim gereksiz insanları ve gereksiz sözlerini...
Sadece benimle olanlara bakmalıyım...

(İyi) söz dinlemeliyim... İyi arkadaşlara sahip olarak...
kötülerini siliyorum, silmeye başladım, hatta sildim...
iki günlük bir hevesle yükseklere uçan kuşlar misali havalananlar artık yok listelerimde,
değerlerimde,
hiçbirşeyimde...

Sıkıntılı günler... Umuda Yelken açış...

Uzun 2 gün geçecek ömrümden...
Yarın otobüse binene kadar uyanık olmak zorundayım ve birşeyi farkettim, Zamanını boşa harcayan insan populasyonunda, ben okula gittiğimden beri çok büyük bir artış yaşanmış...
İnsanlar ne yapacaklarını, kime uyacaklarını şaşırmış durumdalar...
Sağlam karakterlilerin yerini, karaktersiz asilzadeler almış, herkesin de onlar gibi olmasını istiyorlar...
Elimden tutan sayısı azaldı, günden güne bitiyor bedenimde yeni dosluklara dair umutlar...
Bazı şeylerin öğrenilemeyeceğini, yavaş yavaş alışılması gerektiğini farkettim...
Ama alışamadım maalesef...
Ben Cemil Bayram... Bu günlük bu kadar...
Gönlümün rıhtımında var olan , gemi nitelikli kelimeleri söküp döksem buraya, taşar buralardan... Herkesi alır götürür... Tsunami olurum, bir engel kalır benden geriye, kıyamadığım...
Selametle...

Ona Dair...

Ellerimi uzatmak isterim ufuğa, tutmak istercesine güneşi.
Mağlup olmamış bir sesle hayrkırmak isterim batmasını istemediğimi.
İsterim ama istemekten acizim şu anda ,batmamanı.
Ne yapsam kar etmeyecek gibi, bu günden sonra...
E.... Tut elimi, gel yanıma, sarıl sımsıkı, sıcacık nefesinle hissettir bana tekrar herşeyi...

Dostluğa Dair...

Her gerçek olan bitecek elbet...
Para, ev , araba ve maddi olanakların sağladığı bütün imkanlar...
Dostluk ve aile kalacaktır bir sonraki adıma...
o adım atıldıktan sonra da inşallah dostum olacaksın...


Değer verdiklerimi kelimeler ile anlamsızlaştırmak istemiyorum...
Kifayetsizliğin tam ortasındayım...
Yetmiyorum cümlelerime...

Devr-i aşk...

15.01.2010

soğuk kış günü... Güzel bir Cuma...
haftaya finallerim var ve iyi çalışmam gerekn bir hafta sonu...
seçim yapmalıyım... Ya en iyisi olacağım veya ikinci...

**************

Güzel bir şarkı dinliyorum...Seni bana anlatan...
biliyor musun rüyamda gördüm dün seni... sadece hafızamda kalan küçük izlerinle...
en güzel üç saniyeydi benim için...
seninle konuşmaktan, yanlış şeyler söylemekten korkuyorum...
ama sesini duymak en büyük haz oluyor benim için...
Neden bilmiyorum ama bazen çok utanıyorum...
ya birgün gidersen diye korkuyorum...
biliyorum çekilmezin biriyim ama Yinede seni seviyorum...

Saçmalardan Seçmeler yine :)

Gerçek alem dediğim şey sahtekarlıklarla dolu...
Sanal alem ise Gerçek dostluklarla...
Şimdi soru hangisi asıl gerçek alem?
Sadece yalan dolan konuşan gördüklerim mi?
Her zaman yanımda olan hattın diğer ucundakiler mi?

Ben her ikisini seviyorum... Ama sizleri daha çok galiba...

Bugüne Dair...

Gönlümü hoş eyler bir güzel düşünce...

****************
Yine güzel bir mesajla karşılandım bugün, değerli kardeşimin mesajı yüzümü güldürdü...
Hatırlanmak güzel şey aslında... zaten farkındayız da, hatırlanınca daha iyi anlıyor insan...
Senin için yazılmış içten bir mesaj gözyaşının yüreğinden akmasına sebep olur...
Canım dediğin kişinin temiz kalbi gözyaşına tesir edince...
Utanırsın duygulanmaya ama en doğal hakkındır duygulanmak...

***************
Bir hoş olursun her anında, gönlünü dinleyerek...

***************

Hatırlanmak güzel şeydir...
Eğer hatırlamasını istediğiniz kişiler hakkıyla hatırlıyorlarsa sizi...

***************
Öyle sürekli görmek gerekmez...
Bir gülme ifadesi göndermesi bile yeterlidir...
Ondan gelen herşeye razısınızdır...
Yeter ki hatırlanasınız...

Değerli kardeşim Yılmaz'ım ve diğer ismini veremeyeceğim arkadaşlarım...
İyi ki varsınız hayatımda ve her zaman oalcaksınız ki hayatın güzellikleri katlanılabilir olsun sizin sayenizde...

Tay ve Dikiş maremamız...

Sağ arka ayak caspus tarsus bölgesinde (böyle bir bölge var dalga geçmeyin :) ) 3 yerden yırtık olan taya (atın yavrusu) dikiş attık... 

Güzel bir iş sayılmasada, meslek adına güzel geçirdiğim bir anı oldu :)

Bloğuma Başlangıç Yapıyorum

Sevgili dostlarım, artık günlük ve diğer bazı bilgilerimi burada paylaşacağım...

Sizinde severek takip edeceğinizi düşünüyorum...

Şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum hepinize...